DEBELENME....
DEBELENME… Debelenmek ne demek ilk önce ona bir bakalım. Neymiş ? 1-) Bir acının etkisiyle yada bir baskıdan kurtulmak için çırpınma. 2-) Tepinmek, çırpınmak, kıvranmak, kımıldamak, yuvarlanmak. Merhaba sevgili okuyucularım. Bir acının etkisiyle yada

SMMM Bahri PALAS
smmmbahripalas@gmail.com - 05327107905DEBELENME…
Debelenmek ne demek ilk önce ona bir bakalım. Neymiş ?
1-) Bir acının etkisiyle yada bir baskıdan kurtulmak için çırpınma.
2-) Tepinmek, çırpınmak, kıvranmak, kımıldamak, yuvarlanmak.
Merhaba sevgili okuyucularım. Bir acının etkisiyle yada baskıdan kurtulmak için çırpınmanın en güzel örneğini dün Ulu Bursa’mızın Kent Meydanında İyi Partinin ve ona destek vermek için gelen bir çok aynı şeyleri düşünen partilerin katılımıyla Birinci Vazifen mitinginde çok etkileyici bir şekilde şahit olduk. Bu birinci maddeyi biraz sonraya bırakarak ikinci maddeyi biraz açacağım müsaade ederseniz.
Tepinmek, çırpınmak, kıvranmak, kımıldamak, yuvarlanmak.
Kıymetli dostlarım beni diğer köşe yazarlarından ve diğer siyasetçilerden ayıran en belirgin özelliğim. Önüme gelen bilgiyi ilk önce mukaddes kitabımız olan Kuran’a yani hakiki mihenk taşına vurarak ne kadar kıymetli bir bilgi olup olmadığına, yazmaya değer bir haber olup olmadığına bakarak sizlerle paylaşıyorum. Bu yazımızda da inşallah bu şekilde yapacağız.
"Şüphesiz Safâ ve Merve, Allah'ın nişanlarındandır. Dolayısıyla kim hac veya umre maksadıyla Beytullah'ı tavaf ederse, onun bu iki tepenin arasında sa'yetmesinde hiçbir sakınca yoktur. Kim Allah için bir güzel amelde bulunacak olursa, bilsin ki, Allah, kulunun ameline en güzel karşılık veren ve kulunun ne işlediğini de en iyi bilendir." (Bakara, 158)
Evet şimdi gelelim debelenmek konusunu canlı kurana yani mihenk taşına vurmaya.
Hz. İbrahim. Allah (cc) ‘tan aldığı emir doğrultusunda Hz Hacer ve oğlu Hz İsmail’i O dönemde çorak bir belde olan Mekke’ye götürüp bırakmıştır. Hz İbrahim’in bıraktığı su ve erzak bitmiştir. Hz. Hacer anamız büyük bir çaresizlik içerisinde ıssız Mekke vadisinde oğlu Hz. İsmail’in susuzluktan ölmesinden endişeleniyordu. Minicik evladının susuzluktan ölmesinden korkmuş ve telaşa kapılmıştır. Endişeyle Safa ve Merve tepeleri arasında su aramak için koşuşturmuştur. Ve bu sefa ve merve tepesi arasındaki koşuşturmanın sayısı yediye ulaştığında bir ses işitmiştir. Baktığında Cebrail tarafından kazılan topraktan su kaynadığını görmüş; bu suyu bir yandan su kabına doldurmaya bir yandan da suyun etrafını kumlarla çevirmeye başlamıştır. Peygamberimiz buyurmuştur ki ‘ eğer suyun önü kapatılmasaydı zemzem şarıl şarıl akıp giden bir ırmak olurdu. Diye buyurmuşlardır.
Kıymetli dostlarım. Debelenmeden, koşuşturmadan olmaz. Hiçbir şey olmaz.
Bir arif sözü ne kadar anlamlı : buyurmuşlar ki . ‘’ Kader Gayrete aşıktır. ‘’
Sözü nereye bağlayacağımı tahmin etmişsinizdir. Kuranda sefa , merve olarak zikredilen yer bazen bizim kafanızın içerisindeki düşüncelerimiz. Bazen bir mühendisin bir makinayı icat etmek için elli sefer , yüz sefer, beşyüz sefer sıkılmadan , usanmadan en iyisini yapmak için çalışıp çabalamasıdır yani denemesidir tabiri caizse debelenmesidir.
Tıbtada öyle değilmi ki bir mikrobu vücuttan atabilmek için kaç yedi sefer tekrar tekrar denenir yapılan ilacın etkisi yada uykusuz uykusuz doktorlarımızın debelenmesi.
Şimdi diyeceksiniz ki niye yedi işte bu burada anlatmam çok zor. Bunu anlatabilmem için en az on beş cilt kitap yazmam gerekir. Sayıların mutlaka bize anlattığı bir önemli şey vardır ama çok ta takılmamak lazım. Genel olarak bizim alevi Bektaşi kültürümüzde çok fazla yer alır bu tarz rakamlar üçler- beşler- yediler – kırklar. Şimdi bu yazımızda lüzumu yok. Ama bir gün en ince noktasına kayar yazacağım. Bu benim işim.
Evet konudan yine uzaklaştık. Öze dönelim. Çalışmadan, çabalamadan debelenmeden olmaz.
Bu zemzemi de bu kadar içimi hoş eden bizim İsmail’in Hz. İsmail’in debelenmesidir.
Kuran aslında bize şu mesajı veriyor apaçık. Siz bir uğurda gayret edin debelenin ben size yardımcı olacağım. Ben davanızın tamamlanması için destek olacağım. Hiç kuşkusuz da böyle.
DEBELENMEDEN OLMAZ.
Gelelim birinci maddeye.
Değerli okuyucularım bir şey ya vardır, yada yoktur. Bir şey ya doğrudur yada yanlıştır. Bir şeye ya inanırsın ya da inanmazsın. Ya bu ülkenin bağımsızlığı hayalin vardır ya da yoktur. Her iki görüşe de eyvallah diyebilirim. Diyelim ki ülkemin bağımsızlığı hayali kuramıyor bir keloğlan. Öldürelim demem ama gardımı alırım. Anlarım tedbir alırım. Ama araf’ta kalan ukalaları anlamam. Bir şey ya doğrudur ya yanıştır. Ya tek adam rejimine boyun eğilir yada baş kaldırılır. Ortası olmaz. Muhabbet ortamlarında mangalda kül bırakmayan sisayetçilere buradan teessüflerimi bildiririm.
İyi Parti de Dün Bursa’nın Kent Meydanında Müsdavat DERVİŞOĞLU önderliğinde Birinci Vazifen mitingi düzenledi. Mitinge çok büyük bir katılım sergilenirken aynı düşüncede , aynı söylemde olan partilerin orada bulunup Genel Başkana destek verememeleri siz daha kötüsünü hak ediyorsunuz dedittirdi.
Bu arada debelenmek dedik ya Adalet Partisi Genel Merkez olarak ta mitingte bulunup ellerindeki flamalarla biz de buradayız, bizde bu siyasetin içerisindeyiz diyerek lafın gelişi debelendiler.
Adalet Partisi Bursa İl Başkanını Sn. İsmail SEVİNÇ beyin ev sahipliği ettiği Genel Merkezden gelen başkanlarına biz sahadayız, kopmadık , Bizi hiçbir güç siyasi arenadan koparamaz imajını verdiğini hep birlikte gördük.
Bu günlük bu kadar. Görüşmek dileklerimle