Bursa'nın kentsel gelişimi üzerine...
Osmanlı Devleti'nin ilk başkenti, olan Bursa’mızın kent yapısı Osmanlıya hükümdarlık yapmış padişahların kurdurduğu adeta kent merkezi niteliği taşıyan külliyeler ve külliyeler etrafında gelişen topoğrafya ile uyumlu organik yapıda dar sokaklı evlerin ol

Bursa'nın kentsel gelişimi üzerine...
Osmanlı Devleti'nin ilk başkenti, olan Bursa’mızın kent yapısı Osmanlıya hükümdarlık yapmış padişahların kurdurduğu adeta kent merkezi niteliği taşıyan külliyeler ve külliyeler etrafında gelişen topoğrafya ile uyumlu organik yapıda dar sokaklı evlerin oluşturduğu mahallelerden oluşmuştur.
Bugün Bursa kentinin merkezinde bulunan Hanlar Bölgesi uzunca bir süre ticaretin de merkezi olmuştur. Kentsel gelişmenin en önemli bileşenlerinden biri de tabiki Uludağ'dır. Uludağ ve Uludağ'dan doğan su kaynaklarının oluşturduğu dereler ovadaki tarıma hayat vermiştir.
Bursa’mızda uzunca bir süre doğudan batıya Uludağ yamaçlarına yerleşmiş lineer/doğrusal bir kent görünümü hakim olmuştur. Bugün Ankara yolu olarak bilinen ana ulaşım aksının altında tarım faaliyetleri dışında uzunca bir süre yerleşim oluşmamıştır.
Doğu batı yönünde sırtını Uludağ yamaçlarına yaslamış kentin ovaya doğru saçaklanması, Gemlik-Yalova-İstanbul yönünde bağlayan ana aks üzerinde olmuştur. Ova yönünde diğer bir yerleşim çeşitliliği ise kentin denizle bağlantısını sağlayan Mudanya yolu üzerinde gerçekleşmiştir.
Bursa’mızda uzunca bir süre yaklaşık 1960'lara kadar Ankara-İzmir yolu istikametindeki ana ulaşım aksı adeta yerleşim için bir eşik niteliği taşımış olsa da 1960'lı yıllardan sonra yoğun sanayileşme süreci nedeniyle bu ana aks altında ovada da yerleşmeler başlamıştır. Ancak ne var ki ilk zamanlar bu yerleşimler hızlı nüfus artışı nedeniyle çoğu kez plansız olarak kendiliğinden oluşmuştur. Önceleri tarım yapılan araziler kâr/kazanç amaçlı kişilerce parsellere ayrılarak yaşam için gerekli yeterli kentsel donatı alanlarından yoksun bir şekilde gelişmiştir.
Bu arada yerleşim alanları konusunda önemli bir eşik de 1800'lü yılların sonunda yapılan ve 1950'li yılların başında sökülen Bursa demiryolu olmuştur. Başta Kütahya'ya kadar uzatılması planlanan ancak Bursa içinden başlayıp Mudanya'ya kadar uzanan demiryolu hattı özellikle ipek başta olmak üzere Bursa'da üretilen ürünlerin yurtdışına gönderilmesini sağlayan önemli bir işlevi yerine getirmiştir. Bu demiryolu hattı cumhuriyetin ilk yıllarında Bursa’mızda yapılan Merinos ve İpek iş fabrikalarımızda üretilen tekstil ürünlerinin yurtdışına gönderilebilmesi sayesinde ticarete de önemli destek sağlamıştır.
Tabii kentsel gelişmenin en önemli dönüm noktalarından birisi de otomobil fabrikalarının Bursa’mızda yapılması kararı olmuştur. Bursa’mız uzun bir süre Türkiye'nin yaklaşık %3 lük ortalama nüfus artış hızının iki katı yani %6 oranında büyümüştür. Türkiye'nin iç kesimlerimdeki tarımsal-kırsal alanlardan iç göç ve Kurtuluş Savaşı sonrasında Cumhuriyetin ilk yıllarında başlayan mübadele dönemlerinden itibaren Türkiye dışından da dış göç almıştır. Sonraları ülkemizin dışındaki Türk devletlerinden de Bursa’mıza yoğun göçler olmuştur.
Bu göçler nedeniyle artan nüfusun barınma ihtiyaçlarını karşılamada mevcut kent planları yetersiz kalmıştır. Bu da plansız biçimde kentin büyümesini hızlandırmıştır. Sonraları Bursa’mız için çok sayıda plan çalışması yapılsa da bu planlar kontrolsüz kentsel büyümeyi kontrol altına almak için yeterli olamamıştır.
Kırsal kesimden iç göçler ve dış göçler sebebi ile Bursa nüfusunun demografik özelliklerinde de değişimler yaşanmasına sebep olmuştur. Özellikle kırsal alanlardan göç eden nüfusun kırsal kesimdeki yaşam alışkanlıklarını kente taşıması Bursa'nın bazı bölgelerinde kentsel yaşam ortamı özelliklerinden uzak, gruplaşmış alt kentler oluşmasını sağlamıştır. Bu durum yapılaşma ortamını da etkilemiştir. Ülkemizin pek çok kentinde olduğu gibi Bursa’mızda da kontrolsüz büyüyen kentlerdeki bu olumsuz durum yaşanabilir kentleşme politikaları geliştirilemediği için giderek yaygınlaşmıştır. Bugün hala Bursa’mızın birçok bölgesinde plansız kontrolsüz büyüme maalesef devam etmektedir.
Tabii bir de planlı büyüdüğü düşünülen yeni kentsel alanlarda da plan çalışmaları nitelikli yapılamadığı için planlı bir niteliksiz kentleşme ortaya çıkmıştır. Bu kontrolsüz kentsel büyümeyi hızlandıran en önemli gelişmelerden birisi de çoğu kez nitelikli kentsel gelişme kaygısından uzak, para kazanmak/kâr etmek için inşaat yapma arzusunu tetikleyen ekonomik büyüme gelişmeleri oluşturmuştur.
İlerleyen günlerde bu konudaki görüşlerimi ifade etmeye devam edeceğim.
Bu arada değerli kardeşim Ferdi Yılmaz'ın daveti ile başladığım yazılarım için uzunca süredir tanıdığım, yıllarını basın yayın, medya işlerine adamış, çok değer verdiğim, mesleğini çok büyük gayret, titizlik ve başarı ile yapan büyüklerime ve dostlarıma şunu ifade etmek istiyorum. Bu konuda sizlerin yaptığı kıymetli işlerin yanına bile yaklaşma şansım olmadığı gibi böyle bir iddiamda bulunmamaktadır. Naçizane elimden geldiğince, bilimsel çalışmalarım sonucu edindiğim mesleki deneyimlerimi, tecrübelerimi, görüşlerimi ve izlenimlerimi özellikle bu konulara ilgi duyan Bursalı hemşerilerimize faydası olması dileğiyle sunmak istiyorum. Bu nedenle basın-yayın duayenlerimiz ‘den anlayış ve hoşgörü diliyorum
Yazılarıma başladığımdan bu yana güzel dileklerini, desteklerini, tebriklerini ileten yakınlarıma ve okuyucularıma da gönülden teşekkür ediyorum
Bir sonraki yazımda buluşmak dileğiyle sağlıcakla kalın, sevgiyle kalın, güvenle kalın, Allaha emanet olun.

